Ağlama Türkiye
Türkiye diye bir çocuk varmış. Padişahın oğluymuş kendisi. Babasına çok zulüm etmişler zamanında. Nitekim babası da çok yaşlanmış ve bu zulümlere dayanamayıp ölmüş. Dile kolay 600 sene yaşamış ama. Türkiye üzülmüş babası ölünce. Aynı zulümlerin ona da yapılacağını biliyormuş. Aslında çok severmiş babasını zamanında. Ama haylazmış biraz. Hayatına devam ederken yolda tanımadıkları birileri "Biz senin amcanız, sana sahip çıkacağız." demiş. Yabancı ama dünyada söz sahibi kimselermiş. "Sen de bizim gibi olacaksın" demişler ona. Kanmış 3 kıta, 7 denizin hükümdarının çocuğu. Tekrar babası gibi olabilmekmiş niyeti.
Başlamış yenilenme (!) çalışmaları. Önce kıyafetine karışmışlar söz ve menfaat sahipleri. "Ne bu böyle? Biraz rahat ol, aç kendini" demişler. Cazip gelmiş bu fikir. Asırlardır yaşattığı değerlerini bir anda unutuvermiş. Daha sonra "Eğlen! Bu dünya eğlence için var." demişler. Buna da tamam demiş Türkiye. Kör olmuş âdeta gözleri. Öyle ya, içten içe Türkiye'ye suikast planları yapanlar sürekli cazip şeyler sunuyor ve sarhoş ediyormuş bu yetim ve tecrübesiz çocuğu. Sarhoş ettikçe yeni şeyler sunuyor, sundukça da daha fazla sarhoş ediyormuş. Kendini kaybetmiş, benliğini kaybetmiş, şanlı tarihini kaybetmiş Türkiye. Diline dahi karışmışlar. Kutsal kitabını alıp, gavur romanlarını vermişler eline. Yabancı romanlar hakkında saatlerce yorum yapabilen Türkiye, kendi kutsal kitabını anlayabilmek için yıllarca kursa gitmek zorunda kalmış. Kaçınılmaz sonuç olarak da cahilleşmiş tabi. Cahilleştikçe de daha çok kanmış, daha büyük oyunlara gelmiş, daha acımasız kumpaslara maruz kalmış.
Doğanın kanunu olarak zamanla büyümüş Türkiye. Şöyle bir uzak geçmişine -babasına-, bir de yakın geçmişine bakmış. Bir anda beyninde şimşekler çakmış. Aklı başına geldikten sonra bir de kendisine bakmış. O da ne? Elleri ayakları tutmuyormuş, organları iflas etmiş. Yaptırırken canını acıtmayan dövmeleri, şimdi baktıkça yakıyormuş içini. Ağlamaya başlamış, pişman olmuş bütün bu yaptıklarına. Ama bir istisna varmış. Sadece kalbi sağlam kalmış bu gencin. Bu saatten sonra zormuş eskiye dönmek, bütün dünyada kendi bayrağını dalgalandırmak ama onun bırakın dünyayı; kainatı içine almaya yetecek olan kalbi buna inanıyormuş. Mevsimlerden sonbaharmış o sıralar, kış yaklaşıyormuş. Ama o kalp her kışın arkasından bir bahar geleceğini biliyormuş...
-deneme 1,2
Başlamış yenilenme (!) çalışmaları. Önce kıyafetine karışmışlar söz ve menfaat sahipleri. "Ne bu böyle? Biraz rahat ol, aç kendini" demişler. Cazip gelmiş bu fikir. Asırlardır yaşattığı değerlerini bir anda unutuvermiş. Daha sonra "Eğlen! Bu dünya eğlence için var." demişler. Buna da tamam demiş Türkiye. Kör olmuş âdeta gözleri. Öyle ya, içten içe Türkiye'ye suikast planları yapanlar sürekli cazip şeyler sunuyor ve sarhoş ediyormuş bu yetim ve tecrübesiz çocuğu. Sarhoş ettikçe yeni şeyler sunuyor, sundukça da daha fazla sarhoş ediyormuş. Kendini kaybetmiş, benliğini kaybetmiş, şanlı tarihini kaybetmiş Türkiye. Diline dahi karışmışlar. Kutsal kitabını alıp, gavur romanlarını vermişler eline. Yabancı romanlar hakkında saatlerce yorum yapabilen Türkiye, kendi kutsal kitabını anlayabilmek için yıllarca kursa gitmek zorunda kalmış. Kaçınılmaz sonuç olarak da cahilleşmiş tabi. Cahilleştikçe de daha çok kanmış, daha büyük oyunlara gelmiş, daha acımasız kumpaslara maruz kalmış.
Doğanın kanunu olarak zamanla büyümüş Türkiye. Şöyle bir uzak geçmişine -babasına-, bir de yakın geçmişine bakmış. Bir anda beyninde şimşekler çakmış. Aklı başına geldikten sonra bir de kendisine bakmış. O da ne? Elleri ayakları tutmuyormuş, organları iflas etmiş. Yaptırırken canını acıtmayan dövmeleri, şimdi baktıkça yakıyormuş içini. Ağlamaya başlamış, pişman olmuş bütün bu yaptıklarına. Ama bir istisna varmış. Sadece kalbi sağlam kalmış bu gencin. Bu saatten sonra zormuş eskiye dönmek, bütün dünyada kendi bayrağını dalgalandırmak ama onun bırakın dünyayı; kainatı içine almaya yetecek olan kalbi buna inanıyormuş. Mevsimlerden sonbaharmış o sıralar, kış yaklaşıyormuş. Ama o kalp her kışın arkasından bir bahar geleceğini biliyormuş...
-deneme 1,2
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder