22 Eylül 2015 Salı

|BİYOGRAFİ| Ali Çolak

Ali Çolak


   Bugün sizlere çok sevdiğim ve denemelerini çok beğenerek okuduğum Ali Çolak'ın biyografisini anlatacağım.

   Ali Çolak, 1965 yılında Aydın'ın Nazilli ilçesinde doğdu. İlkokul (Toygar İlkokulu), ortaokul (Sümer Ortaokulu) ve liseyi (Nazilli Endüstri Meslek Lisesi) kendi memleketinde okuyan Çolak, yükseköğrenimini yapmak için gittiği Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi'ni ikinci sınıfta bıraktı ve sonra girdiği Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden 1988 yılında mezun oldu. Bir sene sonra mart ayında arkadaşlarıyla birlikte bir edebiyat dergisi olan Kırkikindi'yi çıkardı. Bu dergiden 3 sayı basıldı. Daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı'na geçti ve Mardin'in Savur ilçesinde edebiyat öğretmenliği yaptı. Ancak yarım dönem sonra istifa ederek İstanbul'da bir özel okulda öğretmenlik yapmaya başladı ve 12 sene boyunca öğretmenlik ve yöneticilik yaptı.

   Kırkikindi Dergisi'ni çıkardığı sene Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yeni Türk Edebiyatı Bölümü'nde yüksek lisans çalışması yapmaya başladı fakat bu çalışmayı tezini tamamlamadan bıraktı. Daha sonra bazı edebiyat dergilerinde denemeler yazdı.

   Şuanda basılmış 12 adet kitabı bulunan Ali Çolak, 1996 yılında yayınladığı "Günlük Güneşlik Şarkılar" isimli eseriyle Türkiye Yazarlar Birliği tarafından ve 2009 yılında ESKADER tarafından
"Yılın Deneme Yazarı" seçildi. Ayrıca bazı denemeleri Milli Eğitim Bakanlığı'nın kitaplarında ders amaçlı yayınlanmaktadır.

   Ali Çolak'ın basılmış 12 eseri ise sırasıyla şunlardır:

  1. Mavisini Yitirmiş Yaşamak
  2. Günlük Güneşlik Şarkılar
  3. Günün Ötesi
  4. İnce Sözler
  5. Periyi Uyandırmak
  6. Gün Sarısı
  7. Söz Işıldağı
  8. Bir Bahçe Düşü
  9. Yitik Hüzün
  10. Bilmem Hatırlar mısın
  11. Bir Ateş Yakmak
  12. Şair Dediğin



   
Devamını Oku »

21 Eylül 2015 Pazartesi

|DENEME| Ağlamaya Mahkûm Nesiller



Ağlamaya Mahkûm Nesiller 

   Geleceğin neslini ağlarken görebiliyorum. Sessizce semâyı inletiyorlar. Pencereyi açtığınızda gördüğünüz gökdelenin üstündeki göremediğiniz semâyı... Gözyaşları denizlere akıyor âdeta. Şu balıkların dahi su üstünde yan yatarak protesto ettiği çöplük denizlere... Betondan ormanlarda koşuşturarak bir kurtuluş arıyorlar sanki. Hani beton kalplerin rant uğruna yok ettiği ormanlarda...

   Kabul edelim! Kaçımız evimizin penceresinden dışarı baktığımızda o masmavi gökyüzü yerine o kocaman beton yığınlarıyla karşılaşmıyor? Hangimiz bir piknik alanına gidebilmek için en az 2-3 AVM'nin önünden geçmiyor?

   Bu mu yani modern yaşam? Bu mu belirliyor ülkelerin gelişmişlik düzeyini? Peki ya çocuklarımızın hayatı? Onların bakacağı gökyüzü sadece gökdelenlerin camından yansıyan görüntüden mi ibaret olacak? Oksijen ihtiyaçlarını o güzelim ormanların yerine yapılan alışveriş merkezlerinin önündeki iki saksı mı karşılayacak?

   Ama o çocuklar bunu istemiyorlar. Duyuyorum, ağlıyorlar. "Siz kendi çocuklarınıza bunu nasıl yaparsınız!" diye kızıyorlar. Yalvarıyorlar, "Yeter artık yaptığınız.Öğrenin artık!" diyorlar. "Bu dünya sizin değil, siz sadece size verdiğimiz bir emanete sahip çıkıyorsunuz!"

   Şimdi bir kez daha düşünün ve "KORKUN" çocuklarınıza bu yaptığınızın hesabını vermekten! "UTANIN" onların hayatlarını mahvettiğiniz için! "YALVARIN" onlara haklarını helal etsinler diye!

   Ya da hepsinden önce siz farkına varın ve bir "DUR DEYİN" bu gidişâta! Ve bugün başlayın çalışmaya. Ne bileyim; evinizin önüne bir fidan dikin mesela. Balıklardan önce siz protesto edin veya. Bunu onlar için yapın ama. Bugünümüz, yarınımız ve herşeyimiz olan çocuklarımız için...

-deneme 1,2
Devamını Oku »

20 Eylül 2015 Pazar

Deneme Yazmanın Püf Noktaları

Deneme Yazmanın Püf Noktaları



   Merhaba arkadaşlar,
   Bu yazıda sizlere deneme yamanın inceliklerinden bahsedeceğim. Her edebi yazı gibi deneme yazmanın da belirli kuralları vardır ve bu kurallara uyulmadığı takdirde ortaya düzensiz, karmaşık, cümlelerin kopuk olduğu, konu bütünlüğünün olmadığı yazılar çıkması çok muhtemeldir.

Bu kuralları aşağıda maddeler halinde aktarmaya çalışacağım.

  1. Her şeyden önce kafamızda oluşan denemenin konusuyla ilgili aklımıza gelen küçük, çarpıcı notçukları deneme yazmaya başladığımızda unutma ihtimaline karşı bir kağıda yazmalıyız. Ayrıca bu notlar yazımızın temelini oluşturacaktır.
  2. Daha sonra bu aldığımız notçukları tekrar gözden geçirip belirli bir düzene sokmalıyız. Bu, yazımızın konu akışı için gereklidir.
  3. Sıra geldi giriş cümlesine. Unutmayın! İyi, çarpıcı ve merak uyandırıcı bir giriş cümlesi okuyucunun iligisini çeker ve yazının devamını merak ederek sonuna kadar okumasını sağlar.
  4. Bu noktada giriş cümlesi yazının diğer cümlelerinden daha önemlidir. Denemeyi, okuyucuyu  yazıyı okudukça saran bir sarmaşığa benzetecek olursak, giriş cümlesi bu sarmaşığın kökü olur ve sarmaşığın devam edebilmesi için iyi beslenmesi gerekir.
  5. Yazının devamında ise konunun dağılmaması için sarmaşığı sürekli kontrol edip budamamız gerekir. Aklımızda yazdığımız konunun dışına çıkan cümleler varsa bunları elemeli, yazıya konsantre olmalıyız. Aksi halde her biri başka bir konuya dağılmış, hiçbiri bir işe yaramayan cümlelerden başka bir şey elde edemeyiz.
  6. Bir denemede paragraf, düşüncelerin sınıflandırılması açısından oldukça önemlidir. düşüncelerimizi paragraflara bölmeli, vermek istediğimiz her ana düşünce için farklı farklı bir paragraf açmalıyız. 
  7. Ayrıca bu durum yazımızı düzene sokacağından, anlatılacak konuyu daha da kolay anlatmamızı sağlar ve okurun sayfaya baktığında bir sayfa dolusu kelime değil, daha düzgün bir yazı görmesini sağlar. Buna kanıt olarak birçok ünlü deneme 3-4 paragraftan oluşmaktadır.
  8. Yazımızın sonunda ise konuyu toparlamalı, okurun kafasını karıştırmamak için ucu açık cümleler kullanmamalı, yazının sonuna geldiğimizi okuyucuya belli etmemiz gerekir.
  9. En sonunda da yazımızın en tepesine, her biri bir top dondurma değerinde olan paragraflarımızın hepsini içine alıp kapsayacak bir külah niteliğinde bir başlık koymamız, denemeyi tadından yenmez bir hale sokmaya yetecektir.


   Umarım bu maddeler size deneme yazmanız hakkında bazı bilgiler verebilir.
   Yazıyı okuduktan sonra aşağıya yorumunuzu yapmayı unutmayın! :)

Devamını Oku »

19 Eylül 2015 Cumartesi

|DENEME| Sihirli Kelime: MERHABA




   Blogumuzun açılışına özel bir "Merhaba" diyelim... :)

Sihirli Kelime: MERHABA
   
   Basit bir sözcük: Merhaba. Bazen yeni dostlukların başlangıcı, bazen ise tamamıyla yeni bir hayat... İçinizdeki sohbet küllerini alevlendiren, o alevlerle içinizi ısıtan adeta sihirli bir şey. Öyle bir şey ki şu bir tanecik kelime, sade bir "merhaba" ile başlıyorsun diyaloğa ve bir de bakmışsın karşında birlikte yıllar eskittiğin can dostun, adeta senin bir parçan var.

   Düşünsenize "merhaba"sız bir hayatı. Mesela bir yolculuğa çıkacaksınız ve otobüsün kalkmasını bekliyorsunuz. Tam o sırada otobüsün diğer ucunda birisi görünüyor. Biletine bakıyor, sonra koltuklara bakıyor, size gittikçe yaklaşıyor ve tam da yanınıza oturuyor. O an göz göze geliyorsunuz ve içinizden "Şimdi ne yapmalıyım?" diye geçiriyorsunuz. "Merhaba" diye bir şey yok. İşte şimdi yandınız!  Yolculuk belki yedi saat sürecek belki sekiz saat. Yanınızda belki de sizi ömür boyu unutmayacak, koruyup kollayacak, hatta sizi herkesten daha çok sevecek biri var. Siz ise hiçbir şeyden habersiz öylece duruyor, kendinize de yanınızdakine de zehir ediyorsunuz yolculuğu. Belki bir ömür boyu sürdürebileceğiniz birlikteliği 7-8 saatle, hem de hiçbir şey yapmayarak sınırlandırıyorsunuz.
 
   Sizce iyi mi olurdu? Bunu mu tercih ederdiniz yoksa ağzınızdan çıkacak o basit sözcükle, o sihirli şeyle kendinizi onun büyülü dünyasına kaptırmayı mı? Buyrun size iki seçenek. Bunlardan birini seçmek belki sizin için biraz zor gelebilir. Taa ki o büyülü dünyada neler olduğunu öğrenene kadar. İki dudağınızın arasından çıkan o basit kelimeyle yerini sevinç ve mutluluğa bırakan içinizdeki garip his, size seçme şansı vermiyor zaten. Bir bakmışsınız sohbet iyice ilerlemiş, neşeniz kat kat artmış, kendinizi bambaşka bir yerde bulmuşsunuz.

-deneme 1,2
Devamını Oku »

Giriş

   Merhaba arkadaşlar,
  
   Bu blogun amacı herkesin denemelerini paylaşabileceği, yapılan yorumlarla daha da iyisini yapabileceği veya bir konuda deneme isteyebileceği hatta yer yer yazar biyografilerine de yer verilerek yazar ve edebiyat tarihinin ögrenilebileceği bir platform oluşturmaktır. 
  
   Yani sadece yazılan denemeleri okumaktan çok siz de alshn5555@gmail.com mail adresine kendi denemenizi blogda paylaşmak için gönderebilir, veya bir konuda deneme yazmamızı isteyebilirsiniz.

Bu Blog Hepimizin!!! 




Devamını Oku »